Ünlü bira yazarı Michael Jackson, Beer Hunter serisinin bölümlerinden birinde Prag’da ünlü U Zlatého Tygra (The Golden Tiger – Altın Kaplan) birahanesinde Çek gazeteci Anje Hamer ile oturmuş bira konuşmaktadırlar. Michael Jackson sohbetin başında karşısında oturan Anja’ ya şu soruyu yöneltir.
Britanya’ da bira sosyal bir fenomendir, Almanya’da ise neredeyse dini bir fenomen, Belçika’ da ise gastronomik bir fenomendir peki ya sizler için … ?
Anje atasözü değerindeki bu beklenmedik soruya Türk Telekom‘un yurt dışı internet çıkışları gibi büyük bir gecikme ile cevap verir. Bizler için şimdilik; Anje’ nin verdiği cevaptan çok Michael Jackson’ın Avrupa ülkelerinin ve özellikle Belçika’nın biraya bakış açısını özetidir önemli olan.
Fransa için şarap neyse Belçika için bira odur. Michelin yıldızlı restaurantlarında yemekler bira ile pişirilir (Cuisine à la Bière). Bazı biraları şarap veya şampanya gibi şişelenir. Biralar kendisine en uygun bardaklarda servis edilir. Bira yemek veya bira peynir uyumunu sergileyen onlarca kitapları vardır. Bira ile ilgili dergiler çıkar. Manastırlarda rahipler bira ve bu bira ile en güzel şekilde gidecek peynirler üretirler…bu liste uzar ve gider.
Amerikalı bira üreticilerinin, biranın kutsal toprakları diye nitelendirdiği Belçika’ da neredeyse çoğu büyük şehrin bir bira festivali vardır. İşte biz de geçtiğimiz haftalarda bu festivallerden en ünlüsü(turistiği) olan ve Brüksel’de her yıl Eylül ayının başlarında düzenlenen Belgium Beer Weekend – Belçika Biraları Haftasonu’ na konuk olduk.
Festivali özetle anlattığım ve 13 farklı Belçika birasını incelediğimiz serimizin ilk yazısına geçmeden önce ; bu yolculukta bize fotoğrafları ile eşlik etmekle kalmayıp üstüne bir de barınak sağlayan, Lockum grubunun ünlü görüntü ve sanat yönetmeni Erbay bey’e sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz 🙂
Festival Programı
Festival Cuma 14:00′ de başlayıp Pazar 20:00′ a kadar devam etti.
– Cuma festivalin açılışında baş bira azizi St. Arnold anılarak biranın kutsanması tarzında bir merasim düzenlendi. (Evet adamlar bira olayını bu kadar ciddiye alıyorlar :))
– Cumartesi ise eski bira taşıyan at arabaları ve kamyonetler Brüksel sokaklarında geçiş düzenlediler.
– Pazar günü ise bira üreticileri ellerinden dev bira bardaklarıyla yürüyüş yaptılar. Biz bu geçiş esnasında Brewery Huyghe / Delirium Tremens‘in çılgın direktörü Alain De Laet ve ekibini yakalayıp selamlaşma fırsatını elde ettik 🙂
– Bunun dışında borsa binasının içinde her saat başı farklı yemek – bira uyumu sunumları yapıldı. Bu sunumlar esnasında 3 farklı biraya bir adet beerbapas (bira ile yapılan tapas / meze), bir adet Van Tricht peyniri ve bir adet Callebaut çikolatalı tatlısı eşlik etti. Bizim yaptığımız denemede kullanılan biralar : Leffe Radieuse, Gentse Strop, Gulden Draak idi. Özellikle Gulden Draak ‘ın sunulan oldukça tuzlu ama bir o kadar da lezzetli peynirle uyumu takdire şayandı. Bu biralar ve sunuldukları yemekler/tatlılar ile ilgili incelememiz yazımızın sonunda.
– Ayrıca festival alanında farklı farklı oyunlar vs. de düzenlenmişti. Bunlardan bir tanesi de gözleri bağlı bira tahmini oyunuydu. Bizim izlediğimiz ekiptekiler sarışın birayı koyu bira sanıp hayal kırıklığı yarattılar 🙂
– Festivalde biralar iki farklı alanda sergilendi. Bir tarafta draft , diğer tarafta (Grand Palace) ise şişeden orijinal bardakları ile servis yapıldı. Bira servisi yapılan yerlerin çevresindeki tellerin şerbetçi otlarıyla süslenmesi ise çok güzel bir ayrıntıydı.
– Bira almak için festival alanına dağılmış gişelerden 2 Eur verip depozito jetonu ve 1 Eur verip bira kapağı şeklinde dizayn edilmiş bira jetonu alıyorsunuz. Biraları ise değerlerine göre çoğu zaman birden fazla jeton harcayıp ve bardak için de depozito jetonunuzu verip alabiliyorsunuz.
– Biraların listesi ve fiyatları için : http://www.belgianbrewers.be/beer-sector/belgian-beer-weekend/article/beercard. Listede beni en şaşırtan şeylerden biri favori üreticilerimden olan De Struise Brouwers ‘ın listede olmayışıydı.
Gelelim festival süresince tattığımız biraların mini incelemelerine. Toplamda 13 birayı tatma şansı bulduğumuz için yazıyı 2 bölümde sunucam. İlk bölümde inceleyeceğimiz biralarımız :
– Brugse Zot
– Cuvee des Trolls
– Saison Dupont
– Leffe Radieuse
– Gulden Draak
– Gentse Strop
Tipi : Belçika Açık Renkli Ale
Bölgesi : Brüj / Belçika
Alkol Oranı : %6 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 7-8 Derece
Bardak Tipi : Büyükçene şarap bardağı.
Raf Ömrü: 2-3 yıl – şişede fermante
– Bulutlu bronz bir rengi var. Köpüğümüz orta derecede fakat çok kararlı değil.
– Meyve kokuları hakim aromada. Özellikle limon ve greyfurt. Belçika mayası kokusu da kaçınılmaz.
– Meyve tatları , çok az acı ve baharatlı bir bitiş ile dengelenmiş.
– Az-Orta arası gövdeli. Bolca gazlı ve çıtır çıtır. Birayı tattığımız sıcak ve güneşli havaya çok güzel uydu. Başarılı bir serinletici.
Ayrıca belirtmek isterim ki biramız 2006 ve 2008’de World Beer Cup‘ da en iyi Belçika/Fransa Ale’si ödülünü almış.
Benim puanım 8 / 10
Ratebeer : Overall : 63, Style : 67
Beeradvocate : BA Score : 82 good , The Bros : N/A
Tipi : Belçika Açık Renkli Ale
Bölgesi : Pipaix / Hainaut / Belçika
Alkol Oranı : %7 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 7-8 Derece
Bardak Tipi : Snifter bardak.
Raf Ömrü: 2-3 yıl – şişede fermante
– Puslu altın rengi var biramızın. Beyaz ve bolca köpük ile desteklenmiş. Özellikle bardağının buzlu görünümü bu sıcak günde en favori biralarımızdan biri yaptı Cuvee des Trolls‘ u
– Hafif maltlılık ve çiçek kokularına az da olsa bal kokusu eşlik ediyor aromada.
– Az da olsa tatlı bir bira. İç serinleten bir limon tadı var. Bitişde balın acı-tatlı karakterine benzer bir tat hakim.
– Az-Orta arası gövdeli ve oldukça akıcı bir bira. Gazlılık yeterli. Biranın o buzlu bardağındaki duruşu ile ağzımızdaki duruşu serinletici yapısını tamamlamış 🙂
Bush gibi sert biraları üreten Dubuisson un en hafif (??) biralarından olan Cuvee des Trolls özellikle ekibimizden Erbay‘ ın favori birası olarak ön plana çıktı. Hatta kendisi bu birayı o kadar beğendi ki dayanamayıp Brüksel’de ki ultra kazık biracılardan bir büyük şişe de ev için satın aldı 🙂
Benim puanım 8 /10
Ratebeer : Overall : 49, Style : 21
Beeradvocate : BA Score : 80 good , The Bros : N/A
Saison Dupont – Brasserie Dupont
Tipi : Saison
Bölgesi : Tourpes / Belçika
Alkol Oranı : %6,5 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 7-8 Derece
Bardak Tipi : Pint bardak.
Raf Ömrü: 1 yıl
– Bulutlu altın sarısı rengi var biramızın. 1.5 – 2 parmak kalınlığındaki köpüğü oldukça kararlı ve bira bitene kadar size eşlik ediyor.
– Çok yumuşak ekşi bir limon ve maya kokusu var.
– Pils maltları Styrian ve Kent şerbetçi otları ile dengelenmiş. Lezzet de kokusu gibi. Hafif ve çok hoş bir ekşilik var biramızda; tatlılık-acılık dengesi çok iyi. Müthiş bir iştah açıcı.
– Tipine çok uyan hafif gövdeli ve yüksek gazlılık oranlı bir bira. Biranın dengeli tat karakteri , gövdesi ve gazlılık karakteri ile dilinizin üstünden kayıp midenize yol aldıktan sonra bile uzun süre ağzınızda size eşlik ediyor. Kesinlikle kuru bir bitiş.
Amerikalı Men’s Journal dergisi tarafından ‘Saison Dupont dünyanın en iyi birası – nokta’ diye tanımlanan bu bira gerçekten bir denge abidesi. Bu biranın o kadar güzel kuru ve iştah açıcı bir bitişi var ki bitirdikten sonra beyniniz sizi Brüksel sokaklarında patates kızartması arayışına çıkartıyor 🙂
Benim puanım 9 /10
Ratebeer : Overall : 99, Style : 99
Beeradvocate : BA Score : 93 exceptional, The Bros : 93 exceptional
Diğer biralarımız ise borsa binasında yemek – bira uyumu kısmında sundukları üçlü :
Leffe Radieuse – Abbaye de Leffe S.A.
Ülkemizde blonde ve brown versiyonlarını bulabildiğimiz Leffeyi balık beerbapası ile eşlemişler. Şerbetçi otunun baharatlılığı ve hafif acılığının ön planda olduğu bu gurme Leffesi (kendileri öyle adlandırıyor) balığın yağlı yapısı ile bütünlük oluşturmuş.
Tipi : Belçika Kuvvetli Koyu Ale
Bölgesi : Dinant/ Belçika
Alkol Oranı : %8,2 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 7-8 Derece
Bardak Tipi : Büyükçene şarap kadehi / Trapist bardağı
Raf Ömrü: 2 yıl
– Temiz kırmızı/kehribar renkli bir bira. Köpüğü yok denecek kadar az.
– Meyve kokuları hakim aromada ve tatta. Klasik karamelize Leffe başlangıcına kırmızı erik tadına benzer bir meyve tatlılığı eşlik etmiş. Bitişde ise şerbetçi otlarının karakteri hakim. Baharatlı ve çok hoş bir acılığı var. Yüksek alkol oranı güzel saklanmış tat dengesinin arkasında.
– Orta gövdeli ve bolca gazlı bir bira.
Benim puanım 7,5 /10
Ratebeer : Overall : 90, Style : 74
Beeradvocate : BA Score : 85 good
Gulden Draak – Brouwerij Van Steenberge
Bira oldukça tuzlu ve ağır bir peynir ile sunulmuştu. Peyniri ağzınıza attıktan sonra bu biradan yudum almak Magnum reklamlarında denildiği gibi kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibiydi adeta. Sunulan 3lü arasında en mükemmel birlikteliği Gulden Draak ile peynirimiz sergiledi.
Tipi : Belçika Kuvvetli Koyu Ale
Bölgesi : Ertvelde/ Belçika
Alkol Oranı : %10,5 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 7-8 Derece
Bardak Tipi : Tulip bardak.
Raf Ömrü: ?
– Oldukça koyu kırmızı bir rengi var biramızın. Karamelize ve orta düzeyde köpüğü oldukça kararlı.
– Yüksek alkol oranına bağlı olarak alkol kokusu aromada da hakim. kavrulmuş maltlar kahve ve çikolata kokusu katıyor biramıza.
– Tatta aynı şekilde hafif karamel, kahve ve çikolata dokunuşları var. Bitiş oldukça uzun ama yine de sizi yeni bir yuduma davet ediyor.
– Ağır bir gövdesi var biramızın. Orta düzeyde gazlı.
Bu zamana kadar nasıl farketmemişim ben bu birayı dedirten bir biraydı Gulden Draak. Kesinlikle bir daha denenip detaylı bir incelemeyi hakeden bir bira. Özellikle iç ısıtan bitirişi ile mükemmel bir kış birası olacağını düşünmekteyim.
Benim puanım 9,5 /10
Ratebeer : Overall : 99, Style : 98
Beeradvocate : BA Score : 93 exceptional, The Bros : 93 exceptional
Gentse Strop – Brouwerij Roman
Callebaut‘ ın hazırladığı çikolatalı tatlımıza yeni biralardan Gentse Strop eşlik etti. Hafif şerbetçi otu karakteri baskın olan bu biranın acı yapısının, koyu çikolatayı tamamlayacağı düşüncesinde olmalılar ki böle bir seçim yapmışlar. Bence bir önceki biramız olan Gulden Draak da gayet güzel eşlik edebilirdi bu tatlımıza ya da De Struise ‘nin birbirinden güzel stoutları.
Tipi : Belçika Açık Ale
Bölgesi : Gent/ Belçika
Alkol Oranı : %6,9 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 7-8 Derece
Bardak Tipi : Büyükçene şarap kadehi
Raf Ömrü: 1 yıl
– Neredeyse bir pils açıklığında altın sarısı rengine, beyaz ve orta bollukta çok yoğun olmayan bir köpük eşlik ediyor.
– Aromada belirgin bir malt kokusu ve mayaya az da olsa baharatlar eşlik ediyor.
– Malt ve meyve tatlılığında başlayan biramızın bitişi kesinlikle acı/baharat karakterli.
– Hafif gövdeli ve hafif gazlı bir bira. Serinletici denilebilir.
Gentse Strop ortalama bir bira. Şaşırtıcı hiçbir niteliği yok. Sunulan çikolatanın yanında yine çikolata karakterli hafif kavruk maltı bir Belçika Brutunu veya stoutu tercih edebilirdim.
Benim puanım 7 /10
Ratebeer : Overall : 70, Style : 74
Beeradvocate : BA Score : N/A
Yazımızın ikinci bölümünde festivalde denediğimiz diğer biralarımızı inceleyeceğiz : Goliath, Keyte, Petrus, Ter Dolen, Steenuilke, Deus ve Mongozo
Festivalde çektiğimiz diğer fotoğraflara göz atmak için Facebook sayfamızı ziyaret edebilirsiniz : http://www.facebook.com/beeradercom
Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere.
Afiyet olsun 🙂
merhaba neco,
daha önce pekçok yerde bu festivalle ilgili bişeyler okumuştum. türkçe olmasını geçtim ki türkçe olanını hatırlamıyorum, açık ara belgium beer weekend ile ilgili en güzel yazılardan birisi olmuş. ikinci bölümünü de heyecanla bekliyorum. bu arada gazeteci michael jakson a nasıl cevap vermiş onu da merak ettim. bir başka husus m. jackson un en favori birası orval mıydı? lockum grubunun soundunu biraz daha sertleştirmesi dileklerimle…
arbor selamlar,
Yorumların için tekrar teşekkürler.
Çek gazetecinin cevabı için : http://www.youtube.com/watch?v=TDeHxAy4nuw&list=PL50E97E2C305DE797&index=12&feature=plpp_video
2:40 dan sonrasına bakabilirsin … Bizler için filozofik bir fenomendir, muhafazakar davranıp biramızı yavaş yavaş içip onunla birlikte kararlar alırız diyor 🙂
Valla ben Michael Jackson’ ın özellikle tek bir birayı favori birası ilan edeceğini sanmıyorum ama kendisinin Belçika biralarına özel bir ilgisi var. Hatta sırf Belçika biralarını anlattığı kitabı bile var. Zaten biraya merakı da gazetecilik yıllarında Hollanda’da kendine ikram edilen bir Belçika Trappisti ile başlamış.
Selamlar,
Yine yeniden elinize sağlık. Geçen hafta Brüksel’de olmam Delirium Bar, Cantillon, Grand Palace ve birçok bira mekanını gezmiş olanın verdiği keyifle okudum yazınızı.
ilginç bir şekilde yaklaşık 20’den fazla değişik bira denemiş olmama rağmen listedekilerin (Leffe Radius hariç)hiçbirini içmemiş olmam da bir yandan güzel bir yandan karşılaştırmak için kötü olmuş.
Yazınızın 2. kısmını merakla bekliyor olacağım. Bu arada ben de aynı heyacanla içtiklerimi yazmaya devam edeceğim. Bira sitesinde bira sitesi reklamı olmaması için linkten bahsetmeyim, bir ara özel mesajla iletmeye çalışırım.
Beni de bu bira manyaklığına iten Dünya’nın en iyi biralarının rahipler tarafından yapıldığını öğrenmek olmuştu. Efsane’yle ortak bir noktamızın olmasına sevindim açıkçası. 1-2 kitabını aldım okudum. Belgesellerini de seyrettim, ne yazık ki kısa, keşke daha çok ve uzun belgeseller yapsaydı üstad.
Serjaymz selamlar
Linkini tabi ki paylaşabilirsin. Reklamlık bir durum yok. Hobi için yapıyoruz bu işi 🙂 Ben zaten daha önce başka bir başlıkta soran bir arkadaşa senin sitenin linkini vermiştim sanırsam.
Yazının ikinci kısmını en kısa zamanda yayınlamaya çalışcam. Ayrıca bu haftasonu başka bir festival için Antwerp’de De Koninck’in üretim yerinde olacağım. Bakalım orda ne gibi sürprizlerle karşılaşacağız 🙂
Neco Selamlar,
Nazik yaklaşımın için teşekkürler.
Antwerp festivalini biliyorum bana önermiştin zaten Belçika seyahati öncesi. Başka zamana kısmetmiş uymadı benim tarihlerime.
Bu Belçika sehayatimde beni en çok vuran şey Amerikan IPA’leri oldu. Tek bulabildiğim yer Brüksel olduğu için bu konuya eğildim 🙂 Ayrıca Cantillon ve De Struise efsaneleri ile de tanışmış kendime yeni hedefler belirlemiş oldum. Evde 5 şişe değişik versiyonlarda Pennabot’um var. yakında tadacağım bakalım.
Keyifli bir festival diliyorum şimdiden..Tattığın biraları da okumayı heyecanla bekliyorum.
Pannepot favori biralarımdandır. Memnun kalacağına eminim. Afiyet olsun şimdiden 🙂
Merhaba,
Pannepot’u bilen başka Türklerin olduğunu bilmek çok güzel. Ben Struise Brewery’yi yaklaşık 5 yıl önce Pannepot ile keşfettim. Mükemmel bira yapıyorlar, evimde sadece Struise biralarını bulundurduğum bir dolabım var. Black Damnation serisini de tavsiye ederim. Satış müdürü Carlo ve Brewmaster Urbain’ı yakından tanırım.
Belçika Biralari Haftasonu Festivaline yıllarca katıldım ve son 2 yıldır katılmıyorum çünkü artık çok turistik. Onun yerine daha küçük ve daha ender bulunan biraların bulunabileceği festivalleri takip ediyorum.
Sitenizi de takip etmeye çalışacağım.
Yıldırım Biracılık
Brugse Zot’ün Brugge’deki fabrikasını rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz, Andrew diye bir rehber arkadaş var. İşini bu kadar severek, heyecanla yapan birini görmedim. Üstelik oldukça da şovmen. Keyifli bi 45 dakka geçirmek isteyenlere tavsiye ederim. Tur sonunda da biradan ikram ediyorlar.