RSS Besleme

Sabrın sonu… Cantillon – Bölüm 1

Posted on

IMG_4623Brüksel‘de tipik bir kış gecesi. Şehrin üstü soğuk ve kasvetli bir karanlıkla örtülü. Sokaklarda ilginç bir koşuşturma… Dünyanın belkide en kalabalık, en cefakar işçi topluluğunun koşuşturması bu… Bu arkadaşlar bildiğiniz emekçilerden çok daha farklı , daha “havalı” bir o kadar da “haşarı“.. Havalı süzülüşlerini izlerken bir anda camdan/bacadan dalıyorlar ekmek teknelerine.. Yahu bunlar kapısız köyden mi gelmişler ?  derken.. yanımdakilerden biri uyarıyor.. Spontane takılır onlar, vahşidirler.. kapı nedir bilmezler….

Yazının devamı için tıklayın…

Ertelenmiş Zevkler : Yazimizin tamami…

Posted on

articaleBir kaşif, Obama’nın çalışma masası, 500 bin dolarlık yazım hatası ve yıllanmış biralar…

Sir John Franklin, 1845 yılı baharında, Kraliyet Deniz Kuvvetleri adına Atlas Okyanusu’ndan Büyük Okyanus’a geçit bulma ümidiyle Kuzey Buz denizine doğru seyre çıkmış ve kendisinden uzun bir süre haber alınamamıştır. Daha sonradan tarihe Dünya üzerinde en çok yeri keşfeden adam olarak geçecek bu önemli kaşif ve ekibini bulmak amacıyla Kraliçe Victoria, Sir Edward Belcher önderliğinde bir kurtarma ekibi görevlendirir. Yazının devamı için tıklayın…

Ertelenmiş Zevkler

Posted on

photoBir kaşif, Obama’nın çalışma masası, 500 bin dolarlık yazım hatası ve yıllanmış biralar…

B:ra dergisinin 16. sayısında  bira yıllandırma hakkında yazdık.

Dergiyi ücretsiz indirmek için :

http://bit.ly/BiraDergi

Seyâhatnâme-i Meşrubat – Cilt 4 : Westvleteren

Posted on

westy12_indevredeSonbaharın son günü şehrin üstüne çökmüş, son yapraklar dökülmüş, son kuşlar kışın soğuk nefesini ardına alıp göçmüşler..Gece olup güneş ufkun ardına gizlendiğinde, şehir lokaline konuk edilmenin minnettarlığını yaşadım.. Gerilimin mekanın taş duvarlarına sindiği bu kasvetli ve genişçe salonda kalabalık kıyıya doğru dizilmiş merkezde kalan masalara oturmaya kimse tenezzül etmemişti…biri dışında…

Bu adam dışardaki soğuğa aldırış etmeyen, berduşları andıran kılığı, traşlı kafası ve gür sakalları ile fazlasıyla müstesna bir tipti..Aniden adamın alnındaki dövme dikkatimi çekiverdi.. bu 1001 tanrılı efsanevi Ivgorod keşişlerinin sembolüydü.. İçimde kaynayan merak duygusu ile imtina etmekten vazgeçip keşişin karşısına oturuverdim…

Read the rest of this entry

Seyâhatnâme-i Meşrubat – Cilt 3 : Struise

Posted on

struise_resimler-42009 yılı başında ratebeer sitesi dünyanın en iyi bira üreticilerini açıkladığında listenin 1 numarasında Belçika’nın Oostvleteren bölgesinden De Struise Brouwers ismi göze çarpmaktadır. Çoğu beeraderin o zamana kadar adını bile bilmediği bu yeni nesil Belçikalı mikro-üretici, biralarını Deca‘da üretmekte; kendi üretim tesisleri bile bulunmamaktadır. Ünlü bira kritiği ve Good Beer Guide to Belgium  ve 100 Belgian Beers to Try Before You Die kitaplarının yazarı Tim Webb bu durum için .. ‘ratebeer beni ciddi hayal kırıklığına uğrattı’ demiştir. Webb’e göre bir üreticiyi veya birayı dünyanın en iyisi olarak adlandırmak fazlasıyla Amerikalı bir harekettir.

Read the rest of this entry

Seyâhatnâme-i Meşrubat – Cilt 2 : St. Bernardus

Posted on

siseler_icersiThe day is coming..Armageddon’s near..Inferno’s coming…Can we survive the blitzkrieg ?

4 Şubat 1945‘de Belçika tamamıyla Alman işgalinden kurtarılmış ve nispeten özgürlüğüne kavuşmuştur. Fakat savaşın ülkede yarattığı tahribat çok büyük derecelerdedir… Bu tahribattan nasibini alanlar arasında biraseverlerin dünyanın en iyi birası olarak gösterdiği Westvleteren 12‘i yapan St. Sixtus manastırı da vardır. Duvarları yıkılan, yolları mahvolan manastır varlığını sürdürebilmek  için çareler aramaktadır. Manastırın renovasyonu ve kendi günlük ihtiyaçları için bir şekilde sabit gelire ihtiyaçları vardır ve bu sebepten de bira üretimlerine başka yerde devam etmek durumundadırlar. Read the rest of this entry

Seyâhatnâme-i Meşrubat – Cilt 1 : Alvinne

Posted on

Alvinne Oak CollectionGeçtiğimiz günlerde e-postama WordPress‘den Beerader.com için yıldönümü tebriği gelmiş .. Dile kolay 1 yılımızı doldurmuşuz.. 21bin üzeri tekil tık almış blogumuz ! Tüm takipçilerimize(özellikle de geri dönüşlerde bulunup sitemizin interaktif bir platform olmasında emeği geçen sadık Beeraderlere) ve tabi ki son olarak değerli konuk yazarlarımıza MaB dolusu sevgiler 😉

Ben de bu güzel haberin şerefine yaklaşık 3 aydır içinde bulunduğum yazı orucumu bozup aylardır aklımda olan bira seyahatnamesi yazı serime başlama kararı aldım. Kemerlerinizi bağlayın ve Batı Belçika‘nın efsanevi bira evlerinde (Alvinne, St. Bernardus, Struise, Westvleteren) bir tura hazırlanın !

Önemli NOT : Bu yazıda bahsi geçen yolculuk trafiğe kapalı alanda profesyoneller tarafından gerçekleştirilmiştir… Read the rest of this entry

Beeradercom@instagram

Posted on

Beeradercom@instagram

Bira dünyasının şaheserlerini paylaştığımız instagram hesabımız 😉

Ty vole to je bomba ! … Çek güzeli Chodovar

IMG_0271Editörün notu : Uzun bir aradan sonra tekrardan merhabalar sevgili beeraderler. Bir diğer konuk yazar incelemesi ile sizlerleyiz 🙂 Bu incelememizi, sitemizin daimi takipçilerinden olan ve Çek cumhuriyetinde yaşayan İbrahim Savran arkadaşımız hazırladı. Bu arada ısrarla hatırlatmak isteriz ki konuk yazar olarak inceleme yazmak isteyen tüm bira severler bize bu linkten ulaşabilirler 😉

Çek Cumhuriyeti denince insanin aklına muhteşem mimarisi, hoş Çek bayanları ve tabi ki biraları geliyor.. Ee ne de olsa Pilsen tipi biraya adını veren şehir Plzen bu ülkede. Ortalama bir Çek bira tüketicisinin Plzen je Plzen – Pilsen Pilsenindir (bknz. Türkçe çeviride ekstrem anlam kaymaları ) diye anlattığı en popüler biraları… Benim gibi seri üretim biralarla yıllar önce arası bozulmuş tipler içinse Çek Cumhuriyeti yerel bira fabrikalarıyla ideal bir coğrafya. Cohodovar ise bu üreticiler arasından favorilerimden. Read the rest of this entry

Leffe diye yazılır…Kimi zaman Leffe, kimi zaman Lef diye okunur…

Posted on

res_IMG_9613Sene 2011, Sarıyer sahildeki daimi buluşma noktamızda bendeniz, Olc ve Dede oturmuş dünyayı kurtarma planları yapmaktayız. Aniden mekana ortamların laalettayin beliren karakteri Johnny damlar ve … ‘Neco dün sizin memleketin(Belçika) birasından içtik..Carrefour’da 6 küsür lira..ama adı ne hatırlamıyorum…‘ der. Cümlenin sonu gelmeden nanosaniye seviyesinde bir atiklik ile kendimizi markette buluruz. Kuytu köşe bir reyonun en üst rafından duran ilk göz ağrımlarımdan Leffe Blonde ve Bruneden başkası değildir. Biralar el yakan fiyatlarına hiç aldırış edilmeden alınır ve sessiz bir köşede umarsızca tüketilir. Biralarımız cafer beyin abdest suyu ile papazın vaftiz suyu arasında seyreden bir sıcaklığa yakınsadığından içimi biraz zor olmuştur ama herkesin yorumu aynıdır. Bu biralar çok ‘farklı’dır…
Read the rest of this entry