Sevgili beeraderler bu haftaki yazımızda ünlü halk ozanı Rafet El Roman’a göre insanların çizme, fötr, kot pannntelonnn takıldığı, canlı müziğin, dev kamyonetlerin, yarasaların ve sarhoş insanların şehri Austin/Teksas’ dayız.
Yazımızın ilk bölümünde biraz yerel takılıp Austin’deki iki güzel bira mekanı ve bu mekanlarda denediğimiz 8 farklı biradan bahsedicez. İkinci bölümde ise Sierra Nevada Pale Ale, Narwhal, Goose Island IPA, Old Rasputin Russian Imperial Stout … ın detaylı incemeleri buluncak.
İncelemelerimize geçmeden önce yolculuk sırasında uçak içi eğlence sisteminde gözüme çarpan ve bayağı eğlenerek izlediğim; mübalağa mevzusuna yeni bir bakış açısı getiren Bira Dünyayı Nasıl Kurtardı ? adlı Discovery yapımı belgeselden bahsetmek istiyorum.
Belgeselimize göre; tarım devriminin, yazının bulunuşunun, matematiğin, piramitlerin, tıp ilminin (antibiyotikler, bakteri teorisi, pastörizasyon …), soğutma sistemlerinin bulunmasının, endüstrileşmenin, modern kapitalizmin ve amerikanın kuruluşunun..hatta belki de ergenekonun… arkasında biranın olduğu söyleniyor. Her ne kadar bu iddiaların her biri alanında uzman akademisyenlerle yapılan röportajlar ve deneylerle desteklense de kendinizi yok …. Ali Sami demekten alamıyorsunuz.
Merak edip izlemek isteyenler için bu eğlenceli belgeselimiz :
Mekan 1 : Gingerman
İlk olarak 1985de Dallas’ta açılmış Gingerman. Daha sonra çok tutunca Teksas eyaletindeki diğer şehirlere yayılmışlar. Bizim ziyaret ettiğimiz Austin Downtown’ daki Gingerman’di. İsmi ise 2. Dünya savaşı sonrası İrlanda’ sında Sebastian Dangerfield adında bir Amerikalının maceralarını anlatan J. P. Donleavy.’ in The Ginger Man / Zencefil Adam romanından esinlenmiş.
Michael Jackson’ın Beer Companion kitabında …dünyadaki en iyi bira barlarından biri dediği Gingerman’de özellikle fıçı(on tap) bira yelpazesi oldukça geniş. Beraber gittiğimiz Belçikalı iş arkadaşımı bayağı şaşırtan Chimay bile vardı menülerinde 😀 Güncel liste için :
http://aus.gingermanpub.com/beer-lists/draught-list
Bunun dışında şişe bira menüleri de oldukça bonkör. Özellikle bolca Belçika birası bulmak mümkün. (Hoegaarden’dan farkını merak ettiğim Celis White ne yazık ki yoktu)
http://aus.gingermanpub.com/beer-lists/bottled-beer/
Ben Gingerman’de iki farklı IPA/APA denedim. İkisi de Austin’li üreticilerden…
Tipi : APA (America Pale Ale / Amerika Açık Ale)
Bölgesi : Austin / Teksas / A.B.D.
Alkol Oranı : %7.2 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 12-14 Derece
Bardak Tipi : Pint Bardak
Raf Ömrü: 1 yıl (Ne kadar taze o kadar iyi..özellikle draft/fıçıdan önerilir.)
– Biramızda Amerikan IPAlerin (APA) vazgeçilmezlerinden 2-sıralı Amerikan Pale Ale baz maltı kullanılmış.
– Bu tarzda her zaman şerbetçi otu ön plandadır. Bu biramızda da aynen bu şekilde olmuş. Özellikle aroma için dry-hopping bolcana yapılmış. Tahminim limoni karakterli Amarillo/Cascade’dan yana. Acılık değeri ~65 IBU
– Austin’in mineralli suyundan da bahsedilmiş tanımlarında. Bira üretim tesislerinde artık her tip su elde edilebildiğinden bu sadece doğallığı ve yerelliği çağrıştıran bir tanımdan öteye gidememiş tabiki. Aslında Austinliler (Austinites) bu konuda çok hassaslar. Yerel ürünlerin teşvik edildiği yerli malı haftası telinden çalan Keep Austin Weird adında bir festivalleri bile var.
– Puslu bakır rengi ve parmak kalınlığında beyaz ve yoğun bir köpüğü var biramızın.
– Aroma mükemmel. Sanki biri üstünüze taze toplanmış şerbetçi otu yaprakları döküyor gibi. Amarillo’nun limoni aroması biraz da baharatlılıkla desteklenmiş.
– Malt yapısı arka planda kalmış (bu tür için iyi bir nitelik bu) Şerbetçi otları akıncı birlikleri gibi en önden gidiyorlar 🙂 Harika bir greyfurt, tropikal meyve tadı ve iştah açıcı baharatımsı bir acılık var.
– Orta ağırlıkta bir gövde ve bolcana gazlılık var biramızda. Bir yudum almak mümkün değil çok davetkar içmeye başladınızmı durduramıyorsunuz kendinizi 🙂 Favori IPAlerimden biri … kesinlikle öneririm..
Benim puanım 8.5 / 10
Ratebeer : Overall : 95, Style : 93
Beeradvocate : 91 Exceptional
Tipi : APA (America Pale Ale / Amerika Açık Ale)
Bölgesi : Austin / Teksas / A.B.D.
Alkol Oranı : %6 ABV alkol oranı
Önerilen Sıcaklık : 12-14 Derece
Bardak Tipi : Pint Bardak
Raf Ömrü: 1 yıl (Ne kadar taze o kadar iyi..özellikle draft/fıçıdan önerilir.)
– Biramız kendilerinin mevsimsel biralarından. Bir kış birası Liberation Ale (Her ne kadar Austin’de kış demek 27 derece demek olsa da)
– 512e göre biraz daha açık ama yine puslu ve bakır renkli bir bira. Köpük ömrü çok kısaydı. O yüzden köpük yok desek daha iyi.
– Biramız Cascade ile dry-hop edilmiş(Türkçe karşılığı var mı bunun?) Aroma bir IPA gibi … meyvemsi ve limoni fakat çok dominant değil. Az da olsa tatlı bir malt aroması ile dengelenmiş. Lezzet profili de aynı şekilde. Acılık 60IBU. Acılık fazla değil daha çok meyvemsilik ön planda.
– Orta derecede bir gövde ve bolca gazlılık var biramızda. Genel olarak güzel ve içilebilir bir bira ama daha iyi IPAler kesinlikle var. Dengeli bir bira yapmışlar ama IPA denildiğinde insan az da olsa iştah açıcı bir acılık bekliyor. Yine de Austin’de yerel bir bira tatmak isteyenler için güzel bir seçenek.
Benim puanım 7.5 / 10
Ratebeer : Overall : 89, Style : 73
Beeradvocate : 87 Good
Mekan 2 : North by Northwest
Austin’e gitmeden önce çıkardığım mekanlar listesinin tepesindeydi NXNW. Hem bira üretim tesisi, hem bira okulu hem de harika bir restoran olması ile puanları topladı bizden. Şansımıza otelimize de yürüme mesafesinde çıktı. İçeri girdiğinizde hemen sağda camların arkasında biraların üretildiği tesis karşılıyor sizleri. Evet biralar aynı mekanda taze taze üretilip servis ediliyor 🙂
Mekan ikiye bölünmüş sola doğru ilerlediğinizde bar kısmına , sağa doğru ise leziz biralara bir o kadar leziz yemeklerin eşlik ettiği (önem sırasına dikkat:)) restoran kısmına gidiliyor. Biz her ziyaretimizde yaradılış itibari ile aç doğduğumuzdan restoran kısmında bulduk kendimizi. Mekan Teksas’ da heryerde olduğu gibi oldukça ferah ve büyük. Çok yüksek bir tavanı var. Sahibi bira fanatiği Davis Tucker’ın rustik mimariden esinlendiği taş ve ahşapdan oluşan bir görünümü var. Özetle bira içmek için gayet sıcak ve harika bir atmosfer.
Detayına girmeden yemekler hakkında bahsedersem diyebileceğim tek birşey var o da, bundan iyisi şamda kayısı duude! Özellikle 200grlık sığır filetosu takdire şayan. Tatlılardan ise tabiki NXNW Cheesecake. Dur baba napıosun sen ?!? dedirtiyor adeta insana. Bi de özellikle belirtmek istediğim bir şey var ki servis kusursuz. Bahşiş sisteminin olması garsonlardan mükemmel ilgi görmenizi sağlıyor 🙂 Sosyal devlet gazıyla dünyayı takmayan Belçika’nın servis elemanları ile karşılaştırdığınızda kendinizi cennette hissediyor ve kendilerini saygıyla anıp bir kuple daha nefret ediyorsunuz. Neyse mekan kısmını çok uzatmayalım geçelim biralarımıza …
Biralar ödüllü bira yapımcıları Don Thompson ve Kevin Roark’ın mutfağından(?) çıkıyorlar. Kendileri GABF-Great American Beer Festival gibi bira festivallerinde bira menüleri ile boy gösteriyorlar. Mekanın bir çok yerinde bu kafadarların, sıfatını Michael Jackson ın baş ucu eseri..Great Beers of Belgium kitabının editör sayfasından tanıdığım Charlie Papazian ile pozları süslüyor.
NXNW’ in bira tadım menuleri var, mevcut tüm biraları bir kerede tadabiliyorsunuz. Biz ilk gün öle yaptık daha sonra Py Jingo Pale Ale üzerine yoğunlaştık.
– Garsondan öğrendiğimiz kadarıyla OMG! yani vay anasını sayın seyirciler demekmiş jargonda Py Jingo.
– Pils ve Caravienne maltı kullanılmış. Caravienne bir Belçika kristal maltı. Üretim sürecinde fermante olmayan bazı şekerler çıkardığından bu maltın çok güzel bir tatlandırıcı/karamelize katkısı var American Pale Ale lere.
– Biramızda tarzına uygun bir şekilde şerbetçi otu ön planda. Horizon, Cascade ve Amarillo kullanılmış.
– Limoni ve parfüm gibi bir aroması var.
– Lezzette greyfurt acılığı, maltların tatlılığı ile dengelenmiş. Ağızda çok hoş bir acılık bırakıyor ve iştah açıyor.
– Gövde hafif sayılır, gazlılık orta seviyede.
– Mekanda ki favori biramızdı.
Benim puanım 7 / 10
Ratebeer : Overall : 77, Style : 71
Beeradvocate : 88 Good
Northern Light
Adından da anlaşıldığı gibi oldukça yumuşak ve bir o kadar da sıkıcı bir açık lager. Horizon şerbetçi otu ve Pilsener maltı kullanılmış yapımında. Oldukça ezik ve zayıf limon karakterine az da olsa maltlılık eşlik ediyor. Önermem.
Benim puanım 3 / 10
Ratebeer : Overall : 12, Style : 86
Beeradvocate : N/A
Duckabush Amber
Malt reçetesi Pils, Caravıenne ve Çikolata maltlarından oluşan ve yine Horizon şerbetçi otunun kullanıldığı Viyana tarzı kehribar renkli bir lager. Hafif karamelize bir maltlılık dışında söylenecek bir şey olmayan zayıf bir bira. Uzak durun.
Benim puanım 2 / 10
Ratebeer : Overall : 27, Style : 49
Beeradvocate : N/A
Okanogan Black Ale
Almanya’da ki Weltenberg manastırının Schwarzbier(Siyah Bira)larından esinlenerek yapılmış. Pils, Caravienne, Münih , Çikolata maltı ve kavrulmuş buğday içeren ve tahıl reçetesi oldukça geniş bir bira. Cascade şerbetçi otu ile de dengelenmiş bu maltlılık. Koyu kahve rengi var. Maltlılık ön planda.. Hafif çikolata karakteri ve kavrulmuş maltlar hem aroma hem de lezzette ön planda. Buğday biramıza yoğun bir gövde kazandırmış.. gazlılık orta düzeyde. Biramızın gideri var ama yine de heyecan verici bir yanı yok.
Benim puanım 3 / 10
Ratebeer : Overall : 45, Style : 44
Beeradvocate : N/A
Bavarian Hefe
Pils maltı ve buğdaya, hallertau şerbetçi otu eşlik etmiş. Bu türün müdavimlerinden olan bendeniz için oldukça basit bir biraydı. Bu türün ana iki öğesi olan muz ve karanfil bu birada yok denecek kadar az, onun yerine ekşimsi hafif limon tadı hakim.
Benim puanım 3 / 10
Ratebeer : Overall : 49, Style : 73
Beeradvocate : 83
Seasonal Brew / Holiday Ale
Biz christmas döneminde bulunduk ve ellerinde Holiday Ale diye adlandırdıkları Barley wine türünde bir bira vardı.
– Koyu turuncu denilebilecek bir rengi vardı biranın.
– Aromada hoş bir tatlılığa, elma ekşiliği eşlik etmiş. Tadı da aynı şekilde tatlı ve bolca meyvemsilik mevcut. Alkol midenize doğru yol alırken az da olsa hissettiriyor kendi ve içinizi yakıyor.
– Oldukça ağır bir gövdesi var fakat gazlılık az.
– Genelde yemek sonrası çok güzel gidebilecek, tatdığımız biralar arasında Py Jingo ile birlikte en beğendiğimiz biraydı bu. Hatta bir şişe alıp otelde de içmişliğimiz var.. Fotoğraf otelden 🙂
Benim puanım 7 / 10
Ratebeer : Overall : 86, Style : 88
Beeradvocate : N/A
Evet beeraderlerim bu seferlik de bu kadar.. Sierra Nevada Pale Ale, Narwhal, Goose Island IPA, Old Rasputin Russian Imperial Stout … vs gıbi Amerikan biralarını inceleyeceğimiz yazımızın ikinci bölümünde görüşmek üzere.. Afiyet şeker olsun 😉
Kıskanıyorummmm 🙂
Baba adammışın 🙂
Her zaman olduğu gibi yine çok bilgilendirici bir yazı. Bize uzak olduğundan ve biralarını pek tatma imkanı bulamadığımdan olsa gerek Amerika yı iyi bira ile özdeşleştiremezdim pek. Ancak Amerika dünya genelinde craft bira olayında aldı başını gidiyor, darısı bizim başımıza. Bildiğim kadarıyla Türkiye ve dünyanın çoğu bira yapımında dry hop / kuru şerbetçiotu kullanıyor. Taze şerbetçi otunun kullanılması bizim bilmediğimiz bir olay. Bu yüzden Sierra Nevada yorumlarını heyecanla bekliyorum, dry- hop, wet- hop neymiş öğreniriz. Biranın acılığı ile ilgili IBU gibi bir skorlamadan haberim yoktu, sayende öğrenmiş oldum. Merak ettiğim husus bira şişesinde/menüde acılık değerinin yazıp yazmadığı?
Selamlar Arbor;
İlgine ve yorumlarına tekrardan teşekkürler. Amerika’da dediğin gibi çok ciddi bir craft beer akımı var. Kendilerine has bir tarzları olmasa bile dünya genelindeki tarzları (özellikle IPA ve Stout) çok güzel yorumluyorlar.
Yazı içinde kullandığım dry hop tanımı aslında şerbetçi otunun kuru, sıvı veya palet halinde saklanmasıyla ilgili bir tanım değildi. Bu bira yapımında kullanılan ve şerbetçi otunun içerdiği aromatik yağları kaybetmemesi için kaynatma ve fermantasyon evresinin bitmesinden sonra yani bira soğutulduğunda eklenmesi prosesine verilen ad. Amaç tamamıyla aromatik. Acılığa hiç bir etkisi yok bu sürecin. Örnek olarak Duvel’in bu sene çıkardığı Triple Hop’u Citra ile dry-hopping yapılmış bir şaheser 🙂
Acılık ile ilgili iki veri var IBU (Uluslararası) ve EBU (Avrupa). Bunlar genelde şişenin üstünde yazmıyorlar. Üreticiler bunu web sayfalarında açıklarlarsa bende sitede belirtmeye özen gösteriyorum. Referans olması için BJCP – bira jüriliği sertifikasyon sınavında kullanılan ve IBU değerlerini tarzlarla eşleştiren çok güzel bir grafik :
Selamlar,
Bir önceki yazınızdaki yorumlarla Amerika seyahatini duyurmuştunuz ve ben de heyecanla içeceğiniz biraları bekliyordum doğrusu.
Biralar kadar bulunduğunuz mekanlar, Bira’ya yaklaşım ve menüler de beni cezbetti doğrusu. Özeliikle IPA benim Belçika sayahatimde Delirium’da tutulduğum bir tür. Son dönemde de Butik Biracılığın en önemli ürünlerini verdiği tür gibi duruyor. Türkiye’de ise hiç yok ne yazık ki. Bu yüzden evimdeki birkaç şişeyi özenle ve özel günler için saklıyorum ve kendi yaptığımız biraları da bol şerbetçiotlu ve IPA’e yakın tutmaya çalışıyoruz 🙂
Amerikalıların IPA ve Stoutları yeniden yorumlamaları gerçekten müthiş, ben de aşağıdaki yazımda bu türde birçok birayı değerlendirmiştim.
http://serjaymz.blogspot.com/2012/12/deliriyorum-delirium-cafe-birahanesi.html
Bir sonraki yazınızda gelecek olan Sierra Nevada’yı almanya’da bulup almıştım ve 1-2 ay önce denedim, yorumlarınızı merakla bekliyorum, ayrıca Russian Imperial Stout’da çok okuduğum ama içemediğim bir Bira.
Sadece orada içmekle kalmayıp birçok şişe ile de döneceğinizi ve bunları da sonra yorumlayacağınız umuyor ve tahmin ediyorum. Bira’yı sevip de sizi kıskanmayacak kişi yoktur Türkiye’de sanırım.
Ne diyelim, afiyet olsun, yazılarınızı keyifle takip etmeye devam ediyoruz..
Server detaylı yorumların için teşekkürler.
Delirium yazın cok güzel olmuş eline sağlık. Ayrıca bira seçimlerinde bayağı başarılı. Brüksel’den mutlu ayrılmışsın bu aşikar 🙂 Bir dahaki gelişinde Moeder Lambic’i ziyaret etmeni öneririm. Daha az turistik.. o yüzden daha nezih ve ferah. Draft seçimleri ise mükemmel.
Açıkca pek bira getiremedim ordan ama depomda daha önce İngiltereden sipariş verdiğim bolca Amerikan birası stoğum var. Zaman buldukça yer vericem onlara da.
Yazı eski ama yukarıdaki cevaptaki pek bira getiremedim cümlesini defalarca okudum doğrumu diye ve inan üzüldüm.Yukarıdaki yorum yapan arkadaşlarında dediği gibi Amerika Craft Beer konusunda aştı gidiyor.Bununla ilgili bir yazı yazıyorum ama bitmek bilmiyor.
Austin’de olduğun için New York,Colorado ve Oregon biralarını bulman mümkün olmamıştır ama o bölgelerden çok güzel biralar çıkıyor.
Birde ek bilgi vereyim o zaman Weltenburg Manastırı Dünya’nın en eski manastır birahanesidir ve en eski Bira fabrikası olan Weihenstephaner’den 10 yıl sonra kurulmuştur.
Ayrıca Savaş’ın yorumuna ek olarak ben kıskanmadım direk küfürü bastım 🙂
Geri bildirim: Amerikan Butik bira pazarı | Evren Ülgen ve Yazdıkları